Ama "keşke"lerle hiçbir yere varamıyoruz. Şu an için "iyi ki"ler ile avunuyoruz. Uyanabilir umudunu taşımak da bir şey. Zaten o şimdi, kimse bilemez ama, bir rüya aleminde diye düşünüyorum. Rüyalarında mutlaka güzel anlarda onunla birlikteyiz. Bu rüyaların güzel olduğuna şüphem yok. Zaten ne gördü ki kötü, acı. Hastalıkla ilgili sıkıntılarını da (çoğunlukla) hafifletip bir oyun gibi yaşatmayı başarabilmiştik gibi hissediyorum. Belki de o da rüyasında kartopu oynayıp, kardan adam yapıyor bugün. Işık'la.
Bir buçuk aydan beri vücutta su tutan hormonun, ADH, sanırım, salgılanmasında sorun yaşıyordu Güneş'im. Sanırım hipofize bası dolayısıyla. (Temkinliyim görüyorsunuz!) Bu da bazen elektrolit kaybı/fazlası, bazen tansiyon-nabız problemine sebep oluyordu. Endokrin Bölümü çok sıkı takip ediyor Güneş'i. Neredeyse 4-5 saatte bir ne yapacaklarını soruyorlar onlara servis doktorları. Son birkaç gündür denedikleri bir tedavi olumlu oldu gibi. Hem beslenebiliyor, hem tansiyonları iyi gidiyor.
Birkaç gündür vizite gelen doktorlar "Güneş daha stabil, "bu da bir şey"" diyorlar. Evet çok şükür. Çok şükür. Yanındayız kızım, bizi hisset. Hatta 18 no'lu odamıza "Güneş Kafe" diyorum ben artık. Dostlarla birlikte başındayız, nöbetteyiz demiyorum, nöbet isteyerek tutulmayabilir. Gelenler uzak yollardan, kar demeden kış demeden seni görmeye, bize yoldaş olmaya geliyorlar. Dostların arasındayız, Güneş'im yanındayız.
Işık: Güneş'i çok özledi. Artık "ben de hastaneye gelmek istiyorum" demiyor ama. "Biz"'li değil "ben"'li cümleler kurmaya başladı. O insanın canını acıtıyor biraz. Bediz'in gönderdiği web sitelerinden birinde "ele ele tutuşmuş anne-baba-çocuk'un yere vuran dört kişilik gölgesi" figürü misali "eksik" vakitler geçiriyoruz, hatta aynı anda hem baba hem de ben yanında olamadığımız için "eksiklik" daha da büyüyor.
Hacettepe Çocuk Sağlığı'ından bir profesör (psikyatr) ile görüştük. Özellikle ilgilendi, destek oldu, sağolsun. Çok pratik yollar önerdi bu günler için. Henüz Işık'ı görmeye ihtiyaç duymadı. Rahatladık, bir çok yaptığımızda doğru yoldayız, onu anlamış olduk.
Arka plan: Ali'cim, robotlu ve füzeli arka planı değişsin istedim bu gün. Kızım zaten güçlü olduğunu ispatladı sanırım yeterince, "füze gibi ayağa" kalkamasa da. Arayacaktım seni ama "o kadar da teknoloji özürlü olma" dedim ve şimdi bir şey deneyeceğim: kar olsun. Beceremezsem ve olmamışsa sana notum olsun bu, sen hallediver. Her zaman bana süprizdi, bu sefer ısmarlama.