26 Nisan 2010 Pazartesi

Güneş'e Babasından Mektup

Güneşim, güzel kızım, tombalağım, anam, Nünüm… Bu sana yazdığım ikinci mektup. İlkini sen doğmadan yıllar önce yazmıştım, Güneş’e notlar diye. Adın sen doğmadan çok yıllar, neredeyse çeyrek asır önce konmuştu zaten. Hayatımdaki en önemli dört insana dair hislerimi kısacık anlatmıştım sana. Şimdi sen ve kardeşin eklendin onlara, hem de onlardan ikisinin adıyla. Ama o mektubu tamamen farklı bir ruh hali ile yazmıştım, uzun ve sıkıntılı bir sürecin sonunda çok keyifli ve rahatlamış bir halde, doktora tezimin ilk sayfalarında. Şimdi ise tam tersi, uzun ve zorlu bir sürecin başında içim ürpererek yazıyorum.

Adın kadar uzun süre olmasa da ben ve tabii ki annen de çok büyük bir özlemle bekledik seni ve bonusunu. Gerçi doktor elini sağdan değil soldan daldırsaydı annenin karnına, sen bonus olacaktın ama hiç mühim değildi, gelmiştiniz ya sonuçta. Seni bu kadar özlemle beklememin sebebi, artık yaşını almış, çocuk sahibi olmak isteyen ebeveyn iştahı değildi. Senin gelişinle birlikte hep içimde büyüttüğüm boşluklar dolacaktı, hep eksik kalmış bir yanım nihayet tam olacaktı. Bunu bilir gibi, hem de en fazla ihtiyacım olduğu zamanda, üstelik mucizevi bir şekilde beraberinde kardeşinle gelip içimde kanayan yaralara ilaç oldunuz. “Tamam” dedim kendime, “yeniden ve daha güçlü asılmanın zamanı hayata”. Öyle de oldu zaten. Of demedik bir kere yorgunluktan. Yüzüne her baktığımda senin ve kardeşinin, şükür ki girdin hayatıma dedim, o çok sevdiğim şiirden çalarak ve tıpkı ilk mektubumda annen için söylediğim gibi. Bazen sadece o an sizi kucağıma alıp öpüp koklamanın keyfiydi beni mest eden, bazen de hayalimde büyüttüğüm kızlarımla geçirdiğim zamanların hülyası. En büyük derdimiz adil olmaktı aranızda. Birinizin biberonu diğerinden daha dolu olmadı hiç. Ninni Güneşim dediysek hemen arkasından ninni Işığım dedik. Birinizi ötekinden daha fazla öpüp koklamadık.

Ama hayat her zaman adil değil işte. Küçücük yaşında geldi buldu seni bir musibet. Neye uğradığımızı şaşırdık, hem sen hem biz. O çok sevdiğin doktorculuk oyunu bir anda korkunç bir gerçek oldu dikildi karşımıza. Şimdi o oyunu oynarken senin bana ilacımı verip heyecanlı heyecanlı “tamam baba iyileştin artık” dediğin gibi "tamam güzel kızım iyileştin artık" diyebilmek tek hayalimiz oldu. Umarım o günleri yakında görürüz. Ne kadar çok insan büyük bir umutla senin iyi olmanı diliyor, senin için çabalıyor, sana dua ediyor bir bilsen. Zaten bugün buradaysak, senin için elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorsak, bil ki bu başta “Zürafa Murat Dayın” ve “Gönül Babaannen” olmak üzere seni seven tüm insanların sayesinde; onların desteği ve yardımıyla oldu. Ağır bir yük biliyorum ama sen de tüm bu insanlara güzel haberler borçlusun, ona göre…

Sürekli okuyoruz, araştırıyoruz, doktorlarla konuşuyoruz bu sürece dair. Ama sanki hala senden değil, başka birisinden bahsediyoruz. Fakat öyle anlar geliyor ki gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. İki güne bir anestezistlere seni teslim ettiğimizde “merak etmeyin, ona iyi bakacağız” dediklerinde mesela. Veya bir teline kıyıp da kestiremediğimiz güzelim saçlarını kendi ellerimizle kazımak zorunda kaldığımızda. Ama bütün bu acı anlar unutulur gider. Yeter ki sen güçlü ol, yeter ki sen bu gayretini koru ve bir an önce iyileş. Zaten artık bütün iş sende. Yarın tedavinin en zor kısmı başlıyor. Artık istatistiklerin, oranların, yüzde birlerin, milyonda birlerin bir önemi yok. İnsanın başına geldiği zaman en olmaz dediğin şeyler bile artık yüzde yüz oluyor. İyisi için de, kötüsü için de bu böyle. Bunu bilecek kadar tecrübem var artık hayata dair. Ve ben tüm kalbimle inanıyorum ki benim Güneş’im bu kötü hastalığa teslim olmayacak. Her zaman yaptığı gibi yine yüzümüzü güldürecek.

Şu an tek dileğim ileride, yazdıklarımı anlayabilecek yaşa geldiğinde bu mektubu senin kendin okuman. Belki o gün Işık’la birlikte annenin bugün çektiği keltoş ama bir o kadar da sevimli fotoğraflarınıza bakar gülersiniz. Başkasının mektubu okunmaz derler ama o güzel günü beklerken hislerimi bir nebze olsun seni seven, seni düşünen, sana dua eden güzel insanlarla, sevdiklerimizle, dostlarımızla paylaşmak istedim, herhalde bana kızmazsın.

Bugün oyun oynarken eline bir kağıt parçası alıp “baba bana mektup mu yazdın?” diye sorduğunda, “evet, ne yazıyor mektupta?” diye ben sana sordum. Herhalde sen bu yaşında benim yazıp yazabileceğim her şeyi en güzel şekilde özetledin:
“Sevgili Güneş, seni çok seviyorum, baban”

Güzel kızım, Güneşim, şükür ki girdin hayatımıza.

8 yorum:

  1. Biz Güneş Ve Işık'la gittiğimiz piknikte söyledikleri şarkıları hiç unutmadık. Öyle bir anne ve öyle bir babaya sahiptiler ki baldan tatlı oluşlarına hiç şaşırmadık.Bu berbat piyango sonucunu duyduğumuzda bencilce kendimizi onların yerine koyup acıyı içimizde hissettiğimizde bile umutlandık çünkü aslanlar gibi mücadele edecek bir anne-babanın kızıydı Güneş. Ve öyle de oluyor.Paylaştığınız için binlerce kez teşekkürler.Önümüze hayatın çıkarabileceği şeylerden yavrularımızı, birbirimizi korumak için mücadele etmeyi, güçlü olmayı öğretiyorsunuz bize.
    Nazlı

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ayşegül ve Mustafa;
    Ben Didem (Erinç'in ablası). Erinç'e sürekli sizi soruyorum en sonunda bloğunuzun adresini Erinç den aldım ve o günden beri sürekli takip ediyorum. Bende az çok tıbbın içinde biri olarak ve yaptığım araştırmalara dayanarak gerçekten doğru yerde olduğunuzu düşünüyorum.

    Sizin anlattıklarınızla Güneş'in çok güçlü bir çocuk olduğunu anlıyorum. SEvgili Ayşegül ve Mustafa Güneş güçlü olur bu hastalığı yenerse demişsiniz. Güneş bu hastalığı yenecek ve her sabah günlerimize yeniden doğacak. Ara ara kalpleriniz daralsada lütfen içinizdeki umudu hiç yitirmeyin.

    Sizin hayata bakışınız bu hastalığa yaklaşımınız beni çok etkiledi Siz nekadar GÜÇLÜ insanlarsınız. Sizin ablanız olmama rağmen bu gücünüz bana da daha güçlü ve daha mücadeleci olmayı öğretiyor. Gerçekten Güneş ve Işık sizin gibi anne ve babaya sahip oldukları için çok şanslılar.

    Ne olur yazmaya devam edin. Bizi merakta bırakmayın. Kalbim ve dualarım sizlerle birlikte.

    Allahım lütfen Nünümüze biran evvel şifa ver.

    DİDEM

    YanıtlaSil
  3. Zorlu gecen her gecenin ardinda bir gunes bekler dogmak icin. Bunlarin hepsi gececek sen de yeniden oyle dogacaksin "Gunes" piril piril isil isil. Biliyoruz ki cok guclusun ve arkanda seni seven sana dua eden bir sevenler ordusu var.
    Dualarimiz seninle.
    Sila & Gokcen & Bahadir

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Günes, Hafta sonunda beraber kahvalti yaptigimiz deniz kenarina gittik. Senin kulagini cinlatarak 'beyaz zeytin' soyledik. Seni simdiden cok ozluyoruz. Amerikadan saglikla donmenizi bekliyoruz. Isika, Aysegule ve Mustime bizden selam. Alper-Ebru

    YanıtlaSil
  5. Allah yardimciniz olsun. Dualarimiz sizinle. Umarim Gunes en kisa zamanda tedaviye cevap verir ve eski sagligina kavusur.

    Sinem Katmer-Tufan'in kuzeni

    YanıtlaSil
  6. Mustafa: hangi peygamber?
    Ayşe: hangi nur?
    nurluların, ışıklı kızı güzel güneş. hadi kızım, hadi güzelim. bak, bak, bak, güzel kızım, sağa bak, sola bak, babaya bak, lambaya bak, elime bak, daha ne çok şey var bakacak. sana bak diyen nurlulara bak. hadi kızım, hadi güzelim.

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Mustafa,

    Ne yapsan o kadar ötelerden sevdiklerine özel olduklarını daha yoğun hissettiremezdin. Böyle bir mektubun nasıl bir duygu yoğunluğu ile yazıldığını tasavvur edebiliyorum. Çok teşekkür ederiz.

    Bunca zaman Ayşegülüme hitaben yazdım hep, mektubun vesilesiyle sana söylemek istediğim birşeyler var.

    Son zamanlarda kendime 'Sevdiğim insanlara bunu yeterince hissettirebiliyor muyum?' sorusunu sıkça sorar oldum.Sanırım bu konuda çok iyi değilim.'Anlıyorlardır.' diyorum. Ne büyük yanılgı!

    Ayşecimle kurduğunuz, çift kızlarımla tamamladığınız çok düzgün, sevgi dolu, onurlu hayatı ve aileyi ne kadar beğendiğimi, sevdiğimi (maşallah demeyi adet edindik) hep düşündüm hiç söylemedim belki.Ya da çok değil ettiğin TEK bir cümleyle sıkıntılı, puslu günlerimde bana nasıl bir görüş açıklığı, kalp ferahlığı verdiğini hiç söylemedim sana, değil mi?

    Şimdi cümle kurma sırası bende Mustim. Öyle bir cümle kurmak istiyorum ki kalbimde dolup taşan tüm umudu anlatsın. Lütfen size o cümleyi söylemişim sayın ve tüm dillendiremediklerimin yanına koyun..

    her zaman yanınızdayım
    tüm kalbimle..

    Erinç

    YanıtlaSil